TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Hukuk devleti ve onun vazgeçilmez koşulu güvenilir yargı, ancak iyi yetişmiş hukukçular eliyle sağlanabilir.
Üzülerek ifade etmek gerekirse, hukuk fakültelerimizin ortalama eğitim ve öğretim kalitesi yetersizdir. Ortalama seviye, hukuk devletini hayata geçirecek hukukçuları yetiştirme noktasında zorunlu olanın altındadır.
Bu sebeple; Türkiye Barolar Birliği ve Ardahan Baromuz olarak, Yargı Reformu Strateji Belgisinin ilk paketinde yer alan Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nı destekliyoruz. Ancak sınavın hukuk fakültelerinde okumakta olan öğrencileri kapsam dışı bırakmasını doğru bulmuyoruz. Sınava ilişkin düzenlemenin bir an önce kanunlaşmasını ve uygulamaya geçmesini diliyoruz.
Öğrencilerimizin kapsam dışında bırakılması, Türkiye’nin iyi yetişmiş avukat, hakim, savcı, noter ihtiyacının giderilmesini en az dört yıl daha ertelemesi anlamına gelecektir. Bu, kamu yararına aykırıdır.
Hukuk mesleklerinden avukatlık, hakimlik, savcılık ve noterlik için adaylık başvurusu yapmak isteyenlere getirilmesi planlanan sınav, eğitim ve öğretim sorununu çözmeye tek başına yeterli olmasa da çözümün çok önemli bir adımıdır.
Sınav; eğitim ve öğretim kalitesini yükseltecek reformların yapılmasını, üniversitelerin hukuk fakültelerine özellikle akademisyen yetiştirmeleri için yeterli alt yapı kaynağı ayırmasını, bu kaynağı ayıramayacak olan üniversitelerin hukuk fakültesi açılmasına yönelik taleplerini yeniden değerlendirmesini, kontenjanların düşmesini, öğrencilerimizin de sadece mezun olmak için değil, bilerek öğrenerek iyi derecelerle mezun olmak için daha fazla çaba harcamalarını sağlayacaktır.
Sınavın dört yıl ertelenmesi ise, belki bazı üniversitelerimizin “nasılsa dört yıl sonra yine ertelenir veya kaldırılır” düşüncesiyle, belirli bir maliyeti olan gerekli adımları atmalarını geciktirecektir.
Öğrencilerimizin mezun olduklarında, kanun teklifinde ifadesini bulan sınava tabi tutulmaları, öncelikle onların menfaatinedir. Hukuk fakültesinden mezun olmanın önemi, sadece bir diploma sahibi olunmasının çok ötesindedir. O diplomanın arkasında, eğitim-öğretim kalitesinden kaynaklanan tartışmasız bir değer bulunmalıdır.
Malumlarınız olduğu üzere hukuk fakültelerinin kuruluş amacı, hukukçu yetiştirmektir. Hukuk fakülteleri; avukatlık, hakimlik, savcılık, noterlik fakülteleri değildir. Hukuk fakültesine kayıt yaptıran bir öğrenci, saydığımız alanlara girişi düzenleyen mevzuatta bir değişiklik yapılır ise hak kaybına uğramaz. Bir hukuk fakültesi öğrencisi, öğrencilik statüsü devam ederken öğrenciliğe ve mezuniyete ilişkin şartlar değişir ise, hak kaybına uğrar, hukuki güvenlik ilkesi zedelenir. Mezun olduktan sonra başvurması mümkün olan alanlara ilişkin başvuru şartlarında değişiklik olduğunda ise bu değişiklik onun içinde bulunduğu öğrencilik statüsünü, bu çerçevede hukuk mezunu olmasına ilişkin şartları değiştirmez. Dolayısıyla kapsam dışı tutmayı haklı gösterecek bir hukuki gerekçe de bulunmamaktadır.

Yukarıda kısaca izah ettiğimiz gerekçelerle Yüce Meclisimizden beklentimiz ve talebimiz, Hukuk Alanındaki Mesleklere Giriş Sınavı’nın kanun yürürlüğe girdiği tarihte avukat, hâkim, savcı, noter adaylığı statüsünü elde etmemiş herkesi kapsar şekilde kabul edilmesidir.

Takdirlerinize saygıyla sunarız.

Türkiye Barolar Birliği&Ardahan Baro Başkanlığı